Deprem gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşen Türkiye’nin aklına bir kez daha Marmara Depremi geldi. Uzmanların 1999 yılından bu yana uyarılarda bulunduğu Marmara’da, deprem tehlikesine karşı ülkenin tüm sermaye yapısının temellerinin atıldığı İstanbul’dan göç başladı. Çalışma koşullarından şirket yoğunluğuna, geçim maliyetinden altyapıya kadar düzenleme olmadan İstanbul’dan göçün sınırlandırılacağı bilinirken, fırsat bulanlar ayrılıyor. Gerisi ne diyor?
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler büyük yıkıma neden olmuş ve 45.000 kişinin hayatına mal olmuştur. Eski binalarda yıkım söylemleri bize 1999 depremini hatırlattı.
Ev Taşımacıları Derneği (END) Başkanı Ali Ayılmazdır, normal dönemlerde bu sezon ulaşımın az olduğunu ancak artık ağırlaştığını söylüyor.
İstanbul’dan yola çıkanların belirli bir bölgeye akın etmediğini belirtirken, şehir dışında veya başka bir şehirde ikametgahı olanların bu seçeneği kullandığını sözlerine ekliyor.
Deprem risk değerlendirmelerinin sona ermesiyle birlikte taşınma yoğunluğunun artması bekleniyor.
Taşımacılık sektöründe “fahiş fiyatlar” gündeme gelirken, END üyesi olmayan firmalarda da bu tür sorunların gündeme geldiği kaydedildi.
Tüm Girişimciler Emlakçılar Derneği (TÜGEM) lideri Hakan Akdoğan da Ipsos’un İstanbul’dan göçü konu alan araştırmasına atıfta bulunarak insanların yüzde 60-70’inin ‘sağlam’ binalarda yaşama isteğine dikkat çekiyor.
Bir firma yetkilisi de düzenli dönemlerde 2-3 kişinin kiralık depo sorduğunu ancak son dönemde bu sayının 30-40 kişiye çıktığını belirtti.
Bir yanda İstanbul’dan gitmek isteyip de gidemeyenler var.
Yapılan paylaşımlarda İstanbul’a gitmek istendiği görülüyor ancak bu sadece uzaktan çalışmakla alakalı değil.
İstanbul’da yaşayan ve çalışan müşteri hizmetleri direktörü OD, “Devlet ve kurumlar bu süreçlerin temel analizine inmeli” diyor ve kayıpları azaltmanın yanı sıra kısa, orta ve uzun vadeli planlama yapılması gerektiğini savunuyor. Acil eylem planı ile.
İstanbul’un en büyük sorunu olan nüfus yoğunluğunun yüzde 50 oranında düşürülmesi gerektiği belirtiliyor. İstanbul’da bir deprem afetinde sadece binaların sağlam kalmasıyla sorunun çözülemeyeceği de öngörülmektedir.
Gerçek bir göçün sadece kişisel bir tercih olmadığı ve olmayacağı İstanbul’dan anlaşılmaktadır. Ne düşünüyorsun?