İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’la görüşmek için heyet gönderen hükümetin tezlerine gazeteci Murat Ağırel’den yeni bir tartışma daha eklendi.
Halk TV’de Haber Masası programına katılan Ağırel, üst düzey bürokratlar ile Öcalan arasındaki görüşmenin 28 Mart’ta gerçekleştiğini iddia etti.
Ağırel, “Bu görüşmeyi talep edecek kaynaklar kısıtlı. İçeriği hakkında bir şey söylemek istemiyorlar. Zaten malzemeleri gönderdiler. İçeride ne konuştuklarını bilmiyoruz. Basına yansıyan medyada dile getirilen konu bazı tekliflerde bulunulduğu ve bu tekliflerin kabul edilmediğidir. Sorduğumda “bu şekilde görüşüyoruz” dediler.
DEMİRTAŞ ‘KAYNAKLARIM DOĞRULANDI’ DEDİ
İmralı’ya heyet gönderildiği iddiasını ilk olarak gazeteci Amed Dicle dile getirdi. Dicle, 13 Nisan’da Yeni Ömür Gazetesi’ne verdiği röportajda, “Bu 2023 seçimlerinde bile AKP, Kürtlerin ve HDP seçmeninin desteğini almak için Sayın Abdullah Öcalan’a çeşitli heyetler gönderdi. Sayın Abdullah Öcalan ile görüştüler ve istedikleri cevabı alamayınca tecrit ağırlaştırıldı ve disiplin cezası verildi. Dolaylı olarak Kandil ile temaslar da denendi.” Dicle, Abdullah Öcalan’ın bu görüşmelerde “Dışarıda bir hareket, bir parti var. Onlarla konuşun, kendi kararlarını verecekler” dediğini iddia etti.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bu haberi alıntılayarak, “Erdoğan İmralı’ya heyet göndermekle ne istemiş olabilir dersiniz? İstediğini alamayınca bizi yeniden ‘terör’le işbirliği yapmakla suçlamaya başladı. Bu ikiyüzlülüğün takdirini size bırakıyorum” dedi ve ardından Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte “Aynı bilgiyi kaynaklarım da teyit etti” ifadesini kullandı.
Demirtaş, bugün Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Öcalan’ın iki yılı aşkın süredir ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine izin verilmiyor. Bu, Erdoğan’ın Öcalan’dan istediğini alamadığı ve bu nedenle dış dünyayla temas kurmasını engellediği anlamına geliyor. Bu iddiayı dile getiren gazeteci Amed Dicle, emin olmasaydı söylemezdi. Aynı bilgi kaynaklarım tarafından da doğrulandı. İmralı’da sonuç alamayınca sahada Kürtler üzerindeki baskıyı artırmayı ve HÜDA PAR’ı desteklemeyi tercih ettiler.” (HABER MERKEZİ)
